Yaşlıları bekleyen büyük tehlike

TRENHABER.COM

Türkiye'nin %10'luk nüfusunu oluşturan yaşlı nüfus, özellikle enfeksiyon duyarlılığı nedeniyle ciddi hastalık ve ölüm riski taşıyor. Klimik Derneği Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, 18-24 Mart Yaşlılar Haftası'nda yaşlılarda aşılamanın (bağışıklamanın), enfeksiyon kaynaklı hastalık ve ölümleri büyük ölçüde önlediğine dikkat çekti.
 
18-24 Mart Yaşlılar Haftası'nda öne çıkan konulardan biri olan yaşlılarda aşılama, yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi, günlük yaşamda daha aktif olması ve yaşama tutunmaları açısından büyük önem taşıyor. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun sağlıklı yaşlanmayı teşvik eden aşı şemaları ile beraber aşıların sadece çocuklar için kullanıldığında dair düşünce artık tarih oluyor. Yaşlılarda %75 oranında hastalık ve ölümlere neden olan enfeksiyon kaynaklı hastalıklarla savaşmanın en etkili yolu yetişkin aşılamasından geçiyor.
 
“Aşılar yalnızca çocuklar için değildir”

Klimik (Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları) Derneği Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Esin Şenol, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Modern tıp uzun yaşam hedefini gerçekleştirdi, ancak sağlıklı ve fonksiyonel kalabilmek için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak ve enfeksiyonlardan korunmak çok büyük bir önem taşıyor. Aşılar için, modern tıbbın insanoğlunun uzun ve sağlıklı yaşamına katkı sağlayan en önemli buluşu diyebiliriz. Günümüzde de enfeksiyonların önlenmesi ve güçlü bir aşı programının uygulanması, uzun ve sağlıklı bir ömür için kilit çözümlerdir”. Aşı kültürünün sadece çocuklarla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Esin Şenol, “Aslında aşılanma süreci, Maksibet doğumdan ölüme kadar olan bir süreç; ancak biz bebek ve yaşlıları enfeksiyon duyarlılığı nedeniyle önemli sorunlar yaşayabilecek ‘kırılgan grup' olarak adlandırıyoruz” dedi.

Ölümcül hastalıklar arasında dünyada dördüncü, Türkiye'de ise üçüncü sırada olan solunum yolları hastalıklarından grip ve zatürrenin, özellikle 65 yaş üzeri için  ciddi ölüm riskini oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Esin Şenol, bu hastalıkları önlemede aşının önemini vurguladı: “Dünyada her yıl toplam 3 ila 4 milyon kişi, Avrupa'da ise 1 milyon kişi zatürreden ölüyor. Bu ölümlerin en az üçte birinin aşılanmayla önlenebileceğini düşünüyoruz. Yaşlanmak dediğimiz, bağışıklık sisteminden ödün verme sürecine bir de diyabet, kronik akciğer hastalıkları, , , kronik kalp hastalıkları ve kanserin eklenmesiyle 65 yaş üzeri kişiler grip ve zatürre için risk grubunu oluşturuyor. Türkiye'de toplam 20 milyon kişi bu ve benzeri hastalıklar nedeniyle grip ve zatürreden ölüm riski yüksek hasta grupları arasında. Zatürre kaynaklı ölümlerin yaklaşık %30'unu, grip kaynaklı ölümlerin de %60-80'ini aşıyla önleyebiliyoruz.”
 
65 üzeri ve risk grubundaki yetişkinlere aşı ücretsiz

Prof. Şenol buradan hareketle, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu tarafından yürürlüğe alınan Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında 65 yaş üzerindeki herkese ve 18-64 yaş arasındaki KOAH, astım, diyabet, kronik kalp yetmezliği, kronik böbrek hastalığı, kanser gibi eşlik eden hastalığı olan risk gruplarına zatürre aşılarının Aile Sağlığı Merkezleri'nde ve aşıya erişimin mümkün olduğu hastanelerde ücretsiz yapılmasına karar verilmesinin önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Ayrıca daha uzun ve sağlıklı bir yaşam adına enfeksiyonların önlenmesinin hafife alınmaması gerektiğini, zatürre ve grip aşılarının kalp-damar sağlığı ve inme riski açısından da ciddi bir önlem niteliği taşıdığını vurguladı.
 
Hekimlerin yetişkinleri aşıya yönlendirmesi çok önemli

Hekimlerin ve medyanın, yetişkin ve yaşlı nüfusu aşıların önemi konusunda yönlendirmesi ve bilgilendirmesinin aşılanma oranlarını ciddi anlamda etkilediğini belirten Prof. Dr. Esin Şenol, aşının yaşlı nüfusu hem maddi hem de manevi zarardan kurtaran bir önlem olduğunu, bu anlamda sağlık ve ekonomi alanları için de oldukça olumlu etkiler doğuracağını ekledi.